Türk Milletine karşı beslenen derin sevginin ifadesidir. Kalbinde başka bir ırkın gururunu taşımayan ve kendisini samimi olarak Türk hisseden ve Türklüğe adayan herkes Türk’tür. Her şey Türk milleti için Türk’e göre Türk tarafından sözleriyle özetlene bilecek, Türk milletine bağlılık, sevgi ve Türk devletine sadakat ve hizmettir.
2- ÜLKÜCÜLÜK
İdealist kelimesiyle aynı anlamdadır. Ülkümüzün esasları Türk milletini ahlakta, maneviyatta, insanlık duygularında en yüksek seviyede bulunması,yaşama ve ilimde teknikte dünyanın en ileri gitmiş milleti haline gelmesi, ekonomik açıdan kalkınmış, tarımda modern tekniği geliştirmiş ve modern sanayiyi kurmuş refahlı bir toplum haline getirme idealidir.
Ülkücülüğümüz : Türk milletini en kısa yoldan en kısa zamanda modern uygarlığın en üst seviyesine çıkarmak, mutlu müreffeh hale getirmek, bağımsız özgür kendi haklarına sahip bir yaşama kavuşturmaktır. Ülkücülüğümüz bir macera fikri değildir. Biz ülkücülüğü daima gerçekçi olmaya ve girişilecek faaliyetlerde Türkiye’yi hiçbir zaman tehlikelerle risklerle maceralara sürüklemeyecek bir yol üzerinde bulunmasını esas kabul ederiz.
3- AHLAKÇILIK
Bir toplumda insanların birbirlerini incitmeden, birbirlerine zarar vermeden, sağlıklarını koruyarak tabiat güçlerinin tesirlerinden en iyi şekilde yararlanılacak şekilde hareketlerini tanzim etmelerini sağlamaya yarayan kuralların toplamı ahlakı meydana getirir. Ahlakçılık her şeyden önce kişilerin ve toplumun milli ahlak kurallarına bağlı olarak yetiştirilmesi ve milli ahlak kurallarına bağlı olarak yaşaması ilkesidir.
4- İLİMCİLİK
Bir memleketin refahlı olması, güçlü olması her şeyden önce o memlekette yaşayan insanların ilimde, teknikte ileri bir seviyeye ulaşmış olmalarıyla mümkündür. Karşılaşılan her olayın, önümüze getirilen her meseleyi gördüğümüz her işi önyargılardan ayrılarak art düşüncelerden sıyrılarak gerçekçi gözle görmek ve ilim zihniyetiyle bunu muhakeme etmek, değerlendirmek başlıca usul olmalıdır.
5-
TOPLUMCULUK
Her çesit faalietin toplumun yararina olacak sekilde yürütülmesi görüsüdür.
Içtimai ve iktisadi olmak üzere iki ayri bölüme kapsamaktadir. Iktisadi görüs olarak
mülkiyeti esas kabul eder, fakat mülkiyetin millet zararina kötüye kullanilmasina
karsi olan bir görüsü belirtir. Karma ekonomiyi ve ana stratejik iktisadi faaliyetlerin
devlet kontrolunda bulunmasini öngörür. Sosyal görüs olarak sosyal adalet düzeni,
firsat esitligi, sosyal güvenlik ve sosyal yardimlasma teskilati kurulmasini kabul eder.
6- KÖYCÜLÜK
Köyleri tarim kentleri haline birlestirerek kalkindirmayi öngörür. Köylünün
tefecilerin elinden kurtarilmasi ve ihtiyaci olan kiredi ve diger yardimlarin saglanmasi
için kooperatiflesmeyi hedef alir. Bilhassa orman bölgesinde yasayan köylüleri
öncelikle ve hizla refaha kavusturmak amacini güder.
7-
HÜRRİYETÇİLİK VE ŞAHSİYETÇİLİK
Birlesmis Milletler Anayasasinda yazili bütün hürriyetlerin saglanmasini gaye
edinmisdir. Insanlarin sahsiyet olarak gelistirilmesini toplumun kalkinmasi için yararli
bir yol olarak kabul eder.
8-
GELÍŞMECİLİK VE HALKÇILIK
Insanlar ve medeniyetler daima daha iyi, daha güzeli, daha mükemmeli istemek ve aramakla
gelisir. Elde edinenle yetinmemek ve daima daha ilerisini istemek ve bunu elde etmek için
gayret göstermek suurudur. Ancak bu gayret ve çabalarda Türk milletinin tarihinden,
milli benliginden ve kökünden kopmadan yükselmek ve ilerlemek gayedir. Yapilacak her
iste halka dogru, halkla beraber olmayi ilerlemenin, yükselmenin vazgeçilmez bir
prensibi olarak kabul ederiz.
9-
ENDÜSTRİCİLİK VE TEKNIKÇİLİK
Türk milletinin kalkinmasi için acele sanayilesmesi lazimdir. Dokuz Isik
görüsümüzün esaslari gayet özet olarak bunlardir.
Dokuz Isik, nasil
kapitalizmi, marksist sosyalizmi retediyorsa, nasyonal-sosyalizmi ve fasizmi de rededer.
Dokuz Isik ise, insan sevgi ve saygisina dayanir, ferdi ve iktisadi hürriyetleri bir
bütün olarak gerceklestirmek isteyen demokratik bir görüsdür. Ilahlastirilmis fasist
devletçilige, putlastirilmis nazist irkçiliga inanmiroruz. Biz, Türk´e asik, Türk
vatanina asik Dokuz Isikçilariz. Amacimiz bu kutsal vatan üzerinde Büyük Türk
milletinin ebediyyen bagimsiz yasamasini saglayacak milli görüsü çizmek, bunu
savunmaktir.
Dokuz Isik ilkelerinin basinda yer alan milliyetçilik, diger ilkelerin arasinda bulunan
toplumculuk ilkesinin kavramindan daha genis bir kavramdir. Milliyetçilik kavrami içinde
toplumculuk da vardir. Fakat, iktisadi ve sosyal kalkinma görüslerimizi belirtmek için
düsüncelerimizi ayri bir toplumculuk ilkesi altinda ifade etmek yararli görülmüsdür.
Toplumculuk derken, milletin varligini, toplum menfaatinin ,fertlerin üzerinde olduguna
isaret etmek isteriz. Bu arada su noktayi tekrar önemle belirtelimki Nasyonal –
sosyalizm, kapitalizmle, laboratuvar (Antropolojik)irkciliga ve antidemokratik bir siyasi
espiye sahipken, Dokuz Isikçilik, Türk toplumculuguna, sosyal-psikolojik (manevi) bir
soyculuga ve gerçek demokrasiye inanmaktadir. Türk milletinin gönül ve tasvibinden,
tercih ve oyundan geçmeyen iktidar yollarina inanmiyoruz. Iktidar olduktan sonra da,
demokratik yollarin gercek bir sekilde islemesine inaniyor, bunu savunuyoruz. Türk
milliyetçilginden devamli sekilde korkanlar, Türk´ü hiç bir zaman benimsemeyen
enternasyonalistler, milli olan her görüse daima karsi çikmislardir. Bunu asla, bir an
için dahi unutmamaliyiz.
Bugün Anadolu yaylasinda yanliz Türk milletinin degil, tüm insanligin kaderi
yogrulmaktadir. Bu bakimdan Türkiye´deki milliyetçiligi, köklü moral gelismeleri,
içte ve dista desteklemek gerekir.On alti büyük imparatorluk kurmus bulunan ve
insanliga örnek bir ahlak sunan üstün manevi degerlere ve dünyada emsali az, zengin
bir ülkeye sahip bulunan Türk milleti, iktisaden geri kalmis basamakda olamaz. Daima
keramet anayasada görülmüs, devrimlerin ruhu, şekillere mahkum olmus, muhtevaya
inilmemistir. Demokrasi insan varligina sevgi ve insan iradesine sayginin bir
ifadesidir. Taklit ve kopyacilik ise milli sahsiyetimizin zedelenmesine sebep olmus, Türk
aydini dis dünyadan kendi toplumumuza ilim, teknik getirmek yerine Batinin batil ve
kokmus itikat ve itiyatlarini getirmistir.
Ülkeyi, devlet varligini ve millet hayatini büyük belalardan kurtaran Kuvay-i Milliye
ruhu cepheden tarlaya, tarladan laboratuara ve dengeli iktisadi kalkinma alanlarina
intikal ettirilmis oldugundan ötürü milletçe büyük firsat kaçirilmis ve büyük bir
zaman kaybedilmistir.
Türkiye´nin bugün basta insan varligi ve insan gücü olmak üzere bütün imkanlari
ilim, ahlak ve adalet suuru içinde seferber edilmelidir. Bu hareket var olmak, yok olmak
endisesi ve korkusuna dayanmamali, büyük devlet olmak azim ve karari iradesinden
dogmalidir. Türk milleti elbet bu hedefe ulasacak, insanligi hayira çagirmak,
kötülükden meneylemek ve iyiligi emretmek gibi tarihi ve manevi görevini yerine bir
kere daha getirecektir. Tarih buna ait ispatlarla doludur.
Türk milletinin yükselisi için bu büyük hamleleri yapmak zorundayiz. Millete hizmet
yolunda ne kadar büyük güçlükler ve tehlikelerle karsi karsiya oldugumuzu
bilmekdeyiz; fakat güclükler bizim azmimizi ve mücadele gücümüzü bir kat daha
arttirmaktadir. Muvaffak olacagimiza emin bulunuyoruz.